30 Mart 2009 Pazartesi

SANDIK VE TEDAVİ...





















Mart 2009 seçimleri pek çok açıdan ilginçlikleri barındırıyor.
Bundan önceki seçimlerde de yurttaşların aday bazlı değerlendirme yaptığı ve ideolojik yaklaşımdan uzak “tanıdıklık” ve “güven” esasına dayalı oy kullandığı biliniyordu.

Bu kez de farklı olmadı.
Urfa, Ordu, Balıkesir, Adana seçimleri buna bariz örnekler.
Doğu ve güneydoğu Anadolu da ise iktidar partisinin makyaj açılımlarının işe yaramadığı ve bölge halkının açılımdan önce samimiyet beklediğinin altını çizmek gerekiyor.

TRT ŞEŞ onlarca yıllık tabuları yıkmış olsa da DTP’yi düşman olarak gören, adını ağzına almadığı gibi, DTP yetkilileri ile yan yana gelmemeye, görüşmemeye gayret eden bir anlayışın samimi bulunmadığı ve bölge halkının kendi seçtiği ve kendinden bulduğu başkanlarını her ne olursa olsun koruduğu gözlemleniyor.

AKP’nin bölgedeki oy oranının çok daha yüksek olduğu biliniyor.
O halde sorunun AKP’nin içinde bulunduğu kabın şeklini alması ile ilgili olduğunu kabul etmeliyiz.

CHP‘nin Ankara’da aldığı oy ise geçmiş oylarının aynısı ne bir artış ne de bir eksilme sözkonusu.
Kemikleşmiş potansiyel dışında CHP’nin ilerleyemediği ve solda birlik dediğimiz şeyin çapının bu olduğu ortada.

Seçimi AKP açısından zora sokan ise, bindirilmiş kıtalar gibi hareket eden MHP oylarıydı.
Elbette her siyasi hareket fırsatları değerlendirmek isteyecektir, MHP de bunu yapmıştır.
İşin ilginç yanı bir süredir akrabalıklarına şahit olduğumuz sağ-sol birlikteliği burada da kendini gösteriyor.

İstanbul’da ise Kılıçdaroğlu rüzgârının etkili olduğunu kabul etmekle birlikte bu oyların CHP oyu değil, kişisel oylar olduğunu da görmek gerekiyor.
AKP’nin göreceli oy kaybı ise zannedildiği gibi yakın veya uzak zamanda erken seçimi getirme şansından uzak.
Çünkü sandığın mesajı doğru okunduğunda bir rahatsızlıktan değil, bir tedirginlikten bahsedildiği ortada.

Seçimin galibi ise şüphesiz SP.
Yeni SP yönetimi bu seçimlerde bütün siyasal partilere ama öncelikle de AKP’ye önemli bir uyarıda bulunuyor.
Bugüne değin muhalefetsiz çalışmanın zararlarını gören AKP bu seçimle birlikte kendine doğru kaynaklardan beslenen bir muhalefet bulmuş gibi…

Her şeyden önce karizmanın, tek adamlığın, alternatifsizliğin siyasette her şey olmadığını söylüyor halk ve tüm bunların karşısına kendi alternatifini yavaş yavaş sunuyor…
Bütün partiler seçimi değerlendirirken aldıkları il ve ilçe belediye sayısından ziyade sandığın verilerini doğru okumalılar.
Önümüzde ki genel seçimin galibini bu okuma belirleyecek çünkü…

Ezber üzerine bir yaşam sürerek, ataleti bir hareketlilik türü olarak algılayarak yoluna devam edecek bir iktidarın da muhalefetin de ömrü çok uzun olamaz.
Hem iktidara hemde ana ve yavru muhalefete taptaze bir kan gerekiyor.

Sorun şu ki; hasta, hasta olduğunun farkında değil ve tedaviyi kabul etmiyor!


Cyrano De Bergerac
31.03.2009

Hiç yorum yok:

tagore