29 Aralık 2008 Pazartesi

ey yahudi


Sezai KARAKOÇ / Diriliş Sayı 1 Yıl 1969.

Nihayet Mescid-i Aksa’yı da yaktın ey yahudi
Asırlardır insanlığın ruhunu yaktığın gibi ey yahudi
Aya çıkarak göğe çıktığını sandın ey yahudi
Göğe çıktığına inanır inanmaz
Büyük Peygamberin göğe çıktığı yeri yaktın ey yahudi
Mescid-i Aksa’yı yaktın ey yahudi
Daha doğrusu yaktığını sandın ey yahudi
Senin yaktığın gökteki Mescid-i Aksanın ancak
gölgesidir ey yahudi
Senin yaktığın Mescid-i Aksanın ruhu değil,
Taş, toprak ve ağaçtan işaretidir ey yahudi
Ölüler gibi donmuş bizlere de
Belki Mescid-in ateşinden bir köz düşer de
Buzlarımız çözülür ey yahudi
Sen vaktiyle peygamberlere ihanet ettiğin gibi
Şimdi de
Onların en büyüğünün miraca çıkış noktasına
Göğe yükseliş noktasına ihanet ettin
Sen asıl kendi kurtuluşuna ihanet ettin
Mescid-i Aksanın ruhu yakılmaz
Yakılan ancak taş ve topraktır
Sen asıl kendini yaktın ey yahudi

Sen ancak kendi ruhunu ateşe attın
Cehennemleştirdin kendini ey yahudi

Kudüs’ü aldıktan sonra
Gazzede yapmadığın işkence kalmadıktan sonra
Demek Mescid-i Aksayı da yaktın ey yahudi
Utanmazlığını en son uca çıkardın
Tanrıdan çekinmediğini
İnançsızlığını
Kara yürekliliğini
Zulüm aşkını
Bir kere daha ilan ettin

Hakettiğin cezayı en şiddetli bir şekilde çekeceksin
ey yahudi
Sen kutsal Kudüs’ün ruhuna ihanet ettin
Peygamberlerin dediği bir kere daha olacaktır.
Sana haber verilen cezalar bir kere daha gelecektir
başına
Sen Süleyman Peygamberin ruhunu incittin ey yahudi
Davut Peygamberin ruhunu sarstın ey yahudi
Zebura ihanet ettin ey yahudi
Tevratın ve Zeburun
Musanın Davutun Süleymanın
Ve bütün kitapların ve bütün peygamberlerin
Gelmesini bekledikleri
Geleceğini haber verdikleri
Ve bütün kitapların ve bütün peygamberlerin
Evrene, insana, yere, göre ışık saçan
Büyük Peygamberin ayak bastığı yere
İmam olup bütün peygamberlere
Namaz kıldırdığı yere
İhanet ettin, aklınca hakaret ettin ey yahudi
Hakettiğin cezayı en şiddetli bir şekilde
çekeceksin ey yahudi
Büyük Peygamberin haber verdiği gibi
Sen cezanı çekerken
En vahşi taşların arkasına saklansan bile
Taşlar olduğun yeri haber verecek
Çünkü sen taşı bile yakacak kadar kinlisin ey yahudi
Sana hiç bir zarar vermemiş bir ümmet için
Sıkıştığın her sefer seni kurtaran
Seni koruyan
Acımasından ötürü senin kendisine sığınmanı
kabul eden
Kerim, cömert, mert bir ümmet için
İnsanlığın son ümidi bir ümmet için
En büyük kini duymaktasın
O fakir de olsa uludur
O mazlumdur
Sen onun ululuğunu ve mazlumluğunu, hakikat
taşıyıcılığını kıskanıyorsun ey yahudi
Bir gün gelecek azgınlığın sona erecektir
Kutsal Kudüs kurtulacak
Mescid-i Aksayı bu ümmet altından ve zebercetten
ve yakuttan
Yeniden yapabilecek bir kudrete erecektir
O gün Tanrının azabı senin için şiddetli olacaktır
Biz istesek bile seni ondan kurtaramıyacağız ey yahudi
Bize bu yapılanı yapan sen değilsin
Biz kendi cezamızı çekiyoruz
Sen de bir gün kendi cezanı çekeceksin ey yahudi
Sana yeryüzü lanet edecektir
Sana gökyüzü lanet edecektir ey yahudi
En kısa zamanda tövbe yolunu tutmazsan ey yahudi

27 Aralık 2008 Cumartesi

haberdir monşer, haber…



ne boş bir dünya, ne kadar anlamsız bir yaşam…

çapımız kimin belediye başkan adayı yapılacağı kadar.

hayat ne kadar acımasız oysa…

bizim dışımızda yaşanan acılardan ne kadarda uzağız.

gerçek hayat, televizyon ekranlarından zihnimize akıtılan pembe dünyadan çok farklı.

“hangi alışveriş merkezinde hangi ürünün fiyatı kaça”dan başka bir yaşam var…

çocuğumuzun yeni aldığımız oyuncağından, çalışmayan video kameramızdan,

bozulan telefonumuzdan, “başkan kaybederse işimizden olur muyuz abi?” den daha sahici bir dünya…

hayat dediğim ölüm aslında.

hergün ölebilme ihtimaliyle yaşayan, üstelik ölebilme ihtimaliyle savaşmayan...

tekil ölümlere alışığız biz.

her gün trafik kazalarında üçer beşer ölüyoruz zaten.

her ölüm bir kıyamettir.

biz başkasının kıyametini çekirdek çıtırdatırken izleyebiliriz ekranlarda…

155 kişinin ölmesi haberdir oysa.

üstelik 155 kişi aynı anda ölüyorsa, adam köpeği ısırmış demektir.

beylik sözlerimiz var bizim, beylik tabancalarımız gibi.

155 kişi birden öldürülünce çekip saydırıyoruz birer birer…

ister klavye başında, ister kamera önlerinde…

şimdi tam, “çarşaf boykot listesi” yayınlama zamanı…

boykot sözü prim kazandırır şimdi kimi kurumlarımıza.

155 kişi ölmüşse, üstelik bir seferde…

bu boykot edilmesi gereken bir şeydir.

insanlar arasıra sırtlarının pışpışlanmasını ister.

siyonist başı, “tüh yanlışlık oldu” der birazdan.

global çetenin elebaşları bm’si nato’su, abd’si ingiliz’i şiddetle kınar saldırıyı.

“yapma yahudi, teröristlerinde hakları var ama değil mi?”

“hah hah ha! olmasın bidaha!

“olursa da haber değeri olmasın be birader… ha, ne dersin.?”

“hadi hemen kurun şu siyonist devleti de, gelsin isa…”

“israil barışa darbe vurdu" ha?

daha öncede oldu be monşer...

tamam… geçti…


şimdi bütün beylik tabancalarınızı sokun kılıfına…



CYRANO

27.12.2008

26 Aralık 2008 Cuma

gazel

Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne
Urma zahm-ı sîneme peykân peykân üstüne

Rîze-i elmâs eker her açtığı zahma o şûh
Lûtfu var olsun eder ihsân ihsân üstüne

Dilde gam var şimdilik lûtfeyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne

Yârdan mehcûr iken düşdük diyâr-ı gurbete
Dehr gösterdi yine hicrân hicrân üstüne

Hem mey içmez hem güzel sevmez demişler hakkına
Eylemişler Râsih’e bühtân bühtân üstüne


Râsih Bey




Ey sevgili! Gözlerini süzme ki, kirpik kirpik üstüne gelmesin; böylece bağrımda (gönlümde) açtığın yaraya ok üstüne ok atmış olma (üst üste kirpikler; üst üste ok demektir).

Sevgili, açtığı her yaraya elmas tozu ekiyor. Lutfu var olsun; (aşıkına) ihsan üstüne ihsanda bulunuyor (Sevgilinin birinci ihsanı aşıkının bağrında açtığı yara, ikinci ihsanı da o yaranın kapanmasını engelleyen elmas tozudur).

Ey sevinç; gönlümde gam var, şimdilik lutfeyle sen gelme. Çünkü bir evde misafir üstüne misafir uygun düşmez (gam gibi değerli bir misafir var iken sevinci ağırlamak mümkün değildir ki!).

Sevgiliden ayrı kalmıştık, bir de gurbetlere düştük. Felek bize hicran üstüne hicran gösterdi vesselam (birinci hicran sevgilinin ayrılık azabı, ikincisi de gurbet elemidir).

Rasih için "Hem içki içmez, hem güzel sevmez!" demişler. Zavallıya iftira üstüne iftira atmışlar


meksika sınırı 7 kuzucuk

19 Aralık 2008 Cuma

herkes biliyor


herkes biliyor, zarların hileli oldugunu
herkes parmaklarını çapraz yapar yuvarlarken
herkes biliyor, savaşın bittiğini
herkes biliyor, iyi adamların kaybettiğini
herkes biliyor, dövüşün hileli oldugunu
fakirler fakir kalır, zenginler zenginleşir
hep böyle gider
herkes biliyor

herkes biliyor, geminin su aldıgını
herkes biliyor, kaptanın yalan söylediğini
herkeste bu buruk duygular
sanki babaları ya da köpekleri ölmüş gibi

herkes ceplerine konuşur
herkes bir kutu çikolata
ve uzun bir gül ister
herkes biliyor

herkes biliyor, beni sevdigini bebegim
herkes biliyor, gercekten sevdigini
herkes biliyor, sadık oldugunu
bir iki akşam eksik,fazla
herkes biliyor, ihtiyatlı oldugunu
ama tanışman gereken o kadar cok insan vardı ki
giysilerin olmadan
ve herkes bunu biliyor

herkes biliyor,herkes biliyor
hep böyle gider
herkes biliyor

herkes biliyor, ya şimdi ya asla
herkes biliyor, ya ben ya sen
herkes biliyor, senin sonsuza dek yaşadıgını
ve sen bir iki replik okudugunda
herkes biliyor anlaşmanın çürük oldugunu
yaşlı kara joe hala pamuk topluyor
senin kurdelaların ve omuzlukların için
ve herkes biliyor

ve herkes biliyor, salgının yaklaştıgını
herkes biliyor, hızlı hareket ettiğini
herkes biliyor, çıplak adamın ve kadının
sadece geçmişin parlayan birer kalıntıları oldugunu
herkes biliyor, sahnenin öldüğünü
ama yatagında bir sayaç olacak
açığa vuran
herkesin bildiği şeyi

herkes biliyor, başının belada oldugunu
herkes biliyor, neler yaşadıgını
calvarynin tepesindeki kanlı çarmıhtan
malibu sahillerine kadar
herkes biliyor, parçalara ayrıldıgını
bu kutsal kalbe son bir kez bak
patlamadan önce
ve herkes biliyor

herkes biliyor,herkes biliyor
hep böyle gider
herkes biliyor






Everybody Knows


Everybody knows that the dice are loaded
Everybody rolls with their fingers crossed
Everybody knows that the war is over
Everybody knows the good guys lost
Everybody knows the fight was fixed

The poor stay poor, the rich get rich
That's how it goes
Everybody knows

Everybody knows that the boat is leaking
Everybody knows the captain lied
Everybody got this broken feeling
Like their father or their dog just died

Everybody talking to their pockets
Everybody wants a box of chocolates
And a long stem rose
Everybody knows

Everybody knows, everybody knows
That's how it goes
Everybody knows

And everybody knows that it's now or never

Everybody knows that it's me or you
And everybody knows that you live forever
Ah when you've done a line or two
Everybody knows the deal is rotten
Old Black Joe's still pickin' cotton
For your ribbons and bows

And everybody knows

And everybody knows that the Plague is coming
Everybody knows that it's moving fast
Everybody knows that the naked man and woman
Are just a shining artifact of the past
Everybody knows the scene is dead

But there's gonna be a meter on your bed
That will disclose
What everybody knows

And everybody knows that you're in trouble
Everybody knows what you've been through
From the bloody cross on top of Calvary

To the beach of Malibu
Everybody knows it's coming apart
Take one last look at this Sacred Heart
Before it blows
And everybody knows

Everybody knows, everybody knows
That's how it goes

Everybody knows

Oh everybody knows, everybody knows
That's how it goes
Everybody knows

Everybody knows

-- Leonard Cohen & Sharon Robinson


çeviren: sinan çakır
çalıntı: http://mefe.com/
fotoğraftaki yakışıklı mehmet efe. hem şiir, hem fotoğraf mefe.com adresinden alındı.
hem şiir fotoğrafa, hem fotoğraf şiire çok yakışıyor...
(Ü.B.)

18 Aralık 2008 Perşembe

MEKSİKA SINIRI


Hep bir Meksika sınırım olsun isterdim,
alamancı komşumuzun siyah beyaz tevesinde
kovboylar hep Meksika sınırına giderdi
kimse dokunamazdı sınırı geçtiler mi
Meksika sınırı isterdim en sevdiğim şairlere
hep hapiste olurlardı nedense
Hapis yatmış olurdu yoldaşım gönüldaşım
saf tutmak istediğim namazda omuz omuza
hapse düşersin derlerdi
tutup ciğerimden yazsam
en sevdiğim filim artisi
hapsi boylardı illaki
filmin en güzel yerinde
Camimizin imamı
edebiyat öğretmeni
Meksika sınırımız olmadığından belki
ortasında dururlardı
en canalıcı lafın
bir damar kabarırdı cümlelerinde
meksika sınırı olsaydı Türkiyem’in
ondokuz yaşımda sevdiğim kızla
atlar geçerdim sınırı kimse dokunamazdı
yerine Gayrettepe’de dayaklar yedim
günlerce uyutmadılar siyasi şubede
Şimdi
Meksika sınırına iki saat mesafede
tekrarlayıp duruyorum kendi kendime
bir Meksika sınırı lazım her memlekete
Meksika’nın kendisine de

Mehmet Efe


çalıntı: http://ddervish.blogcu.com/meksika-siniri-mehmet-efe_20641361.html

8 Aralık 2008 Pazartesi

Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'e Açık Mektup



Sayın Cumhurbaşkanımız,

17 aydır kalın duvarlarla dünya ile bağlantısı kesilen Gazze son bir aydır elektrik de verilmemesi sonucu adım adım bir soykırıma doğru gidiyor. Hastahanelerin yaşam destek üniteleri çalışamıyor. Fırınlar ekmek üretemiyor. Mısır'ın da sınırını kapattığı Gazze halkı yiyecek ve ilaç bulamıyor.

Gazze yalnızlığa mahkum edildi ve gücünün son sınırına vardı. Bütün dünyanın gözleri önünde yeniden dev bir Auschwitz yaşanıyor. Bizler bu felakete sessizce tanık olmayı seçen tüm dünya halklarının ve onları temsil eden yöneticilerin vicdanına sesleniyoruz: Gazzeliler, hangi suçlarından dolayı öldürülüyor, aç bırakılıyor, işkence ediliyor ve en hayati ihtiyaçlardan bile mahrum ediliyorlar. Nüfus yoğunluğunun korkunç olduğu, devasa bir tutukevinde tel örgüler içinde tutulmayı haketmek için ne yaptılar?

Yeniden bir Srebrenitsa ve Auschwitz yaşamak istemiyoruz. Üstelik bu defa felaket gözlerden uzak ve beş on gün içerisinde değil, hepimizin gözü önünde ve aylarca süren bir zulümle geliyor. Bu utancı ve vicdan azabını milletçe yaşamamamız için lütfen Gazze'ye sahip çıkınız.

Sayın Cumhurbaşkanımız, aşağıda imzası olan bizler Gazzelilerin bu acımasız kıyımdan kurtulabilmesi için acilen diplomatik girişimlerin başlatılmasını ve Gazze halkının temiz su, ilaç ve diğer temel ihtiyaçlarının sağlanabilmesi için Mısır sınırının açılmasını, bu amaçla Türkiye'nin Mısır Hükümeti ile iletişime geçmesini talep ediyoruz.

Saygılarımızla

İmzalar için: bulusankadinlar@yahoo.com

tagore