8 Mart 2009 Pazar

“Dinime Dahleden Bari Müselman Olsa”




Dün 8 Mart dünya kadınlar günüydü…
Aslında bu yazı dün yayımlanmış olacaktı ama bekleyip kim ne yapıyor görmek istedim.
Bu tür zamanlar ilkokul müsamereleri gibi eğlence gelir bana.
Bir tür profesyonel “acemi sürüsü” doldurur ekranları, gazete sütunlarını…
Bugüne kadar adını bile duymadığımız sözde kadın örgütü sözcüleri kanal kanal gezip beylik sözler eder mesela.
Seçim arefesinde pek kıymetli belediye başkanlarımız göstermelik programlar düzenler…
Bu kez iş o kadar çığırından çıkmıştır ki, Cumhurbaşkanlığı personelinin hanım eşlerine resepsiyon düzenlenmiştir.

Laik hanımlarımızda anıtkabirde kutl(s)amışlardır sevgili güncüklerini…

Merak işte gün boyu televizyon ekranlarında bu sirki takip ettim.
NTV ve CNNTURK kadınlarla, kadın örgütü başkanlarıyla, başarılı iş kadınlarıyla, sporcu kadınlarla doldurmuştu ekranlarını…
Daha muhafazakâr televizyonlar içerik aynı kalmak şartıyla daha light programlarla çıktılar karşımıza.
Laiklikte sınır tanımayan, çağdaş ve laik değerlere bağlı bir kanalımız adet olduğu üzere kadınların siyasetteki yerini tartışmaya açtı mesela.
Tabi geçmişten farklı olarak dinci! Bir iktidarda kadınların nasıl ezildiğinden, ücret eşitsizliğinden, töre cinayetinden, kadınına yönelik şiddetten dem vurarak.
Hanfendiye ve konuklarına inanacak olsak bu gerici iktidar zamanında her şey kötüye gitti.
Kadınlar 7 yıl önce daha az dövülüyordu, kadınlar 7 yıl önce cinsiyet ayrımına tabi değildiler, daha fazla ücret alıyorlardı, töre cinayetlerini hep bu gericiler başlattı…

İlahi Azrail sen beni güldürdün ya…

Sadece bu kadar değildi sirk.
Ünlü bir spor kanalımızda Beşiktaş kulübünden kopartılan başarılı bir yabancı basketbolcu bayan vardı.
Erkek egemen toplum, başarılı yabancı basketbolcuya haksızlık etmişti.
Mağdure olmuştu yabancı bayanımız ne alakaysa…

Bir başka kanalımızda dünya bilmem ne örgütünden bir adamcağız Türkiye’de kadın hakları raporunu okuyordu…
Hep bildiğimiz teraneler…
Dayak, töre, cinsel ayrımcılık, eşitsizlik felan…
Zannedesiniz ki batı dediğimiz ucube, kadına ilişkin bütün sorunları çözmüşte şimdi az gelişmiş bir toplum olarak bizleri terbiye etmeye çalışıyor.

Mesela neden amerikada kadın raporu açıklanmaz bu tür zamanlarda.
Amerikada yılda kaç tecavüz, kaç cinsel istismar, taciz, eşitsizlik, dayak vakası tespit edilmiştir?
Sadece Amerika değil, herhangi bir Avrupa ülkesi seçin kendinize ve bu rakamları birde o ülkelerden izleyin…
Sonucun ne olacağını hepimiz tahmin edebiliriz.
O yüzden asla bu istatistikler yayınlanmayacaktır.

Birde sokak kısmı vardı 8 Mart’ın.
Ankara’da, İstanbul’da TKP’liler, DTPliler, Çağdaş Yaşamcılar eylem yaptılar…
Bunlarda eğlenceliydi.
TKP’li bir kızımız neden orada olduğuna ilişkin bir soruya “güzel bişey”, diye yanıt verdi.
Çünkü orada bulunması politik duruşuyla ilgiliydi, entelektüel birikimiyle ilgili değil!
DTP’li kadınlarda orada politik bir duruş için vardılar.
Çağdaş Yaşamcılar Atatürk cumhuriyetinin içinde bulunduğu tehlikeyi birkez daha duyurmak için gelmişlerdi.
Kadını özne olmaktan çıkarıp nesne haline getiren yine kadınlar…
Kadının nesne olmasından şikayet edenler de yine kadınlar…

Öteki kadınlar, ötekileştirilen kadınlar olacak mıydı bu sözde kadın örgütlerinin gündeminde..
Başörtülü kadınlar mesela…
13 Yıldır üniversitelerden, kamu idarelerden ve hatta özel sektörden tecrit edilen kadınlar kimsenin umurunda olacak mıydı?
Bu 8Mart’ta şaşırtmadı beni.
Tabii ki kadın örgütlerimiz kendisi gibi kadın olanlar için sokaklardaydı.
Tkp’li Kadınlar, Dtp’li kadınlar, Çağdaş Yaşamcı kadınlar için…
Bir ilkel nesnel bakış daha…
Tkp hadi diyelim önemli değil, ne yapsa yeridir.
Etnik siyaset yapmadığını iddia eden “acıların partisi” Dtp için ne ifade eder başörtüsü özgürlüğü…
DTP başörtüsü mitingi yapmadan etnik kimlikler dışında oy alabileceğini düşünüyor mu?
Belki DTP’de CHP’lileşme eğilimindedir.
Küçük olsun, bizim olsun; gerginlik olsun ki yolumuzu bulalım diye…

Yanlış anlaşılmasın, kadın istismarını, ücret eşitsizliğini, dayağı, töre cinayetlerini savunuyor değilim.
Sadece bize ahlak dersi verenlerin ciddi ahlak dersine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Üstelik batılı barbarlardan ahlak dersi almaya gönüllü ağabeylerimizin, ablalarımızın kendisine gelmelerini istiyorum.
Öteki içinde adalet istemeyen bir yaklaşımın, kendinden başkasını önemsemeyen ve onun haklarını da talep etmeyen bir yaklaşımın hepimizin sonu olacağını düşünüyorum.

İstiyorum ki, bu terbiye ediciler Afganistan’da, Irak’ta, Guantanamo’da, Pakistan’da ve bizim duymadığımız, bilmediğimiz yerlerde tecavüz ettikleri, cinsel istismara uğrattıkları, işkence ettikleri kadınların hesabını vermeden gözümüze gözükmesinler.

Ve istiyorum ki…

Binlerce çocuğu, kadını, yaşlıyı stratejik kaygıları için katlederken bize ahlak dersi satmasınlar.
Mide bulandırıyor çünkü…

Cyrano De Bergerac
8 Mart 2009


fotoğraf: http://etrafta.com/2007/03/09/8-mart-gelini/ adresinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

tagore