14 Haziran 2009 Pazar

ÖSYM SUÇ İŞLİYOR!




Son Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) 14 Haziran Pazar günü yapılacaktır. Bu sınav bundan öncekilerde olduğu gibi yine ayrımcılık esasına dayalı olacaktır. Öğrenci Seçme Ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) başkanı yaptığı açıklamalarda “Su için, gezin dolaşın ve başınızı açın” anlamına gelen sözler sarf ederek ayrımcılığın ve haksızlığın ÖSYM bünyesinde nasıl şekil bulduğunu beyan etmiştir.

Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde eğitim özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü ve eşitlik ilkeleri güvence altına alınmışken ÖSYM’nin darbe günlerinden kalma düzenlemelerle tüm bu hakları ihlal edebilmesi kabul edilemez.

Anayasanın 13. maddesinde:” Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir”, Anayasanın 24. maddesinde: “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.” Anayasa 42. maddesinde: “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.” Denilmektedir. Anayasal hiçbir düzenlemede başörtüsü yasağı bulunmadığından münferit mahkeme kararlarından yola çıkılarak yasak ihdas edilmesi
hukuki değildir.

Dolayısıyla kanunla konulmuş hiçbir yasak yok iken eğitim gibi temel bir hakkın engellenmesi Türk Ceza Kanununda düzenlenen eğitim ve öğretimin engellenmesi niteliğinde bir suçtur. Bu suçu işleyen kim olursa olsun cezalandırılmalıdır.

Sınav bina sorumluları, salon görevlileri ve gözetmenler memur olduklarından konusu suç teşkil eden bir fiili hiçbir suretle yerine getiremezler. Anayasanın 137. maddesinde kanunsuz emir başlığı altında: “Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.” Denilmektedir.

Kılık kıyafetleri nedeniyle sınava alınmayan başı örtülü öğrencileri durumu bir tutanakla tespit ederek ÖSYM başkanı, bina sorumlusu, salon sorumlusu ve gözetmenler hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunmaya davet ediyoruz.
Mazlumder Ankara şubesi sınav günü yaşanabilecek olası haksızlıklara karşı açık olacak ve sorun yaşayan öğrencilere ve ailelerine hukuki yardım sağlayacaktır. İnternet sayfamızda durum tespit tutanağı yayınlanmaktadır.
Başvuru telefonlarımız: 0 543 349 05 06
0 312 435 77 95


Üstün BOL

10 Haziran 2009 Çarşamba

YÖK OLMASIN, YOK OLSUN!



Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) bu yıl son kez gerçekleştirilecektir. Ancak; Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS)’nın son kez gerçekleştirilecek olması eğitim sistemimizdeki çarpıklıkların son bulması anlamına gelmemektedir.

İlköğretimden itibaren yarış atları gibi koşturulan çocuklarımız, ÖSS sınavı ile sonu gelmeyecek olan bir başka yarışa sokulmaktadır. Karşısındaki herkesi rakip olarak gören yenmesi, geçmesi gereken bir engel olarak algılayan genç beyinler ömür boyu sürecek bir travmanın mahkûmu olarak yetiştirilmektedir.

Varlığı tartışılması gereken Milli Eğitim sistemi tüm bunlar yetmezmiş gibi gençlerimizi dershane tröstlerinin insafına terk etmektedir. Dershane sektörü ülkenin eğitim politikasını belirlerken aynı zamanda devlet okullarında eğitim kalitesinin düşmesinin en önemli faktörüdür.

Dershane sistemi ile ücretsiz olması gereken eğitim hakkı paralı hale getirilmekte, eğitim de tüm diğer değerler gibi kapitalizme kurban edilmektedir. Dershane sistemi paralı eğitime geçiş sürecidir ve devlet, eğitimi paralı’ya ihale ederek sorumluluklarından kurtulamaz.


Sistematik problemlerinin yanısıra bu sınavda bundan öncekilerde olduğu gibi eşitsizlik temeli üzerine kuruludur. Katsayı uygulaması ile ideolojik sapkınlık gösteren kamu otoritesi öğrencilerinin bir kısmının hakkını yıllardır gasp etmektedir.

Öğrencilerin geleceklerinin üç saatlik bir sınava bağlanması yetmezmiş gibi bu üç saatlik sınavda tehdit! olarak algılanan kimi öğrencilerin haklarının bunca fütursuzca çiğnenmesi kabul edilemez.

Buda yetmezmiş gibi hangi nedenle olursa olsun başını örten öğrencilerin sınava alınmayacak olması bir başka ayrımcılık örneğidir. ÖSYM başkanı “sınava başı açık olarak girileceğine” dair hükmü hangi anayasal düzenlemeden aldığını açıklamak zorundadır.


Herhangi bir anayasal düzenleme olmadan, münferit mahkeme kararlarından yola çıkarak genele yönelik yasaklar ihdas eden kamu otoritesi birkaç yüzyıl geride kalmıştır.
Herhangi bir yasal düzenleme olmaksızın kılık kıyafetleri nedeniyle sınava girişleri engellenen veya başörtülerini açmaya zorlanan öğrenciler bina sorumlusu, salon başkanı ve gözetmenler hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunabilirler. Bu durumdaki bireylerin izlemesi gereken yol haritası sınavdan birkaç gün önce internet sayfamızda yayınlanacak ve sınav günü Mazlumder şubeleri hukuki yardım sağlamak amacıyla açık bulunacaktır.

ÖSYM’yi ve tüm ilgili kurumları yurttaşları arasında ayrımcılığa neden olan bu tür bağnaz yaklaşımlardan uzak durmaya ve özgür ve parasız eğitimin önündeki engelleri kaldırmaya davet ediyoruz.


Üstün BOL

tagore