19 Ekim 2009 Pazartesi

DTP BARIŞ İSTİYOR MU?

DTP BARIŞ İSTİYOR MU?

AKPARTİ iktidarının attığı en önemli adımlardan biri “Demokratik Açılım” …
AK partiye oy versin veya vermesin her vicdan sahibi demokratik açılım paketindeki dik duruşu nedeniyle Tayip ERDOĞAN’a müteşekkir.
Zira Sayın Erdoğan’ın ne zaman geri adım atacağına dair derin endişeleri vardı bu kesimin.
Bu endişeler yerini sınırsız güvene terk etmese de Sayın Başbakanın bu vakte kadar geri adım atmaması hepimizi ümitlendirdi.
Adına muhalefet denilen kuru kalabalığın “Ne mey içmeyi bilir, ne güzel sever” tavrı kimseyi ilgilendirmediği gibi;
MHP rumuzlu partinin “parti içi genel kurula kadar” gerilimi artırıcı muhalefet üslubu ile CHP rumuzlu siyasi partinin çaresizlikten her şeye muhalefet eden yavuz hırsız üslubu kimsenin umurunda değil.

Ama vicdan sahiplerini tedirgin eden asıl DTP’nin tavrı!
Bu satırlar yazılırken Habur sınır kapısından Mahmur kampından ve Kandilden gelenlerle birlikte 34 kişilik bir gurup Türkiye’ye giriş yapmıştı.
Gurubun Türkiye’ye intikali bir kaza nedeniyle gecikti, ama öyle anlaşılıyor ki gurubun Türkiye’ye girişi sabah saat 10.00 da olsaydı bile işlemleri bitirilmeyecek ve gündüz intikalleri engellenecekti!
Otuz dört kişilik gurup Habur sınır kapısında bir takım işlemler bahane edilerek halen tutuluyor…
Neden?
Çünkü barışı tesis etmek amacıyla atılan bu adımda bile, kimi hamaset siyasetçilerinin ikbal kavgaları göze çarpıyor.
Gurubun Türkiye tarafında ilerlemesi sırasında geçilecek mezra, köy ve şehirlerde karşılama törenleri organize ediliyor.
Edilmesin mi?
Edilsin elbette.
Ama bu karşılama törenleri muzaffer bir orduyu karşılama törenlerine benzememeli.
Yapılan hazırlıklar, bayraklar, Abdullah Öcalan posterleri başka türlü nasıl izah edilebilir.
Türkiye barışı konuşmaya çalışıyor.
Irkçıların söylemlerini boşa çıkaracak, zafer kazanmak sarhoşluğundan çıkarak barışın en sağlıklı şekilde tesisi için tarafları zor durumda bırakmayacak hassasiyetleri aramak çok mu zor?
DTP, barışın getirisini AK partiye kaptırmamak, tabanında pirim yapmak için aklı bir kenara bırakarak, duygulara mı hükmetmeye çalışıyor?
DTP gelecek seçimlerde de milletvekili koltuklarını koruyabilmek için barış sürecini riske mi ediyor?
Unutmamak gerekir ki barış sağlanacaksa her iki kesimde birbirlerinin hassasiyetlerini zorlamayacak, tabanlarını karşı karşıya getirmeyecek dikkate sahip olmalılar.
AK partinin zaman zaman kameralar karşısında dile getirdiği popülist dil DTP’de de karşılık bulmak zorunda mı?

Ne derseniz deyin, en önemli adımı Türkiye Cumhuriyeti atıyor ve onlarca yıllık stratejisini değiştiriyor.
Bu azımsanacak bir şey değil ve Türkiye devletinin bu karşılama törenini öteki için zafer şölenine dönüştürmek istememesini anlamak zorundayız.
DTP’li yöneticiler bugünkü gazetelerdeki haberleri ve altındaki yorumları okusunlar bakalım mutlu olacaklar mı?
Ne diye Türk ırkçılığına pirim veriyorsunuz, ırkçıların eline malzeme veriyorsunuz?
Yoksa yıllardır sürdürülen gerilimden milletvekili çıkarma siyaseti hala yürürlükte mi!

Ahmet TÜRK’ün milletvekili olamaması barış karşısında hiçbir şeydir!
Kürt halkı kendini temsil edecek, kendinden olan vekilleri her halükarda çıkaracaktır. Müslüman Kürtlerin meclisteki vekillerinin hemen hepsinin Marksist olması Kürtlerin Marksist olduğu anlamına gelmez!
Ancak barış gelirse meclisteki Marksist DTP’li sayısı azımsanmayacak derecede düşecektir!
O halde…
Gerilime devam…
Yaşasın Marksizm…
Barışın canı cehenneme…

Öyle mi Ahmet TÜRK?


Cyrano De Bergerac

Hiç yorum yok:

tagore