DİNLE DEĞİŞİK İLİŞKİLER -5
MANEVİ SİLAHLANMA CEMİYETİ
Resmen ikinci dünya
savaşının ardından ABD, Kuzey Avrupa, İngiltere, İsviçre, Hindistan, Pakistan,
İran, Türkiye, Endonezya, Fas, Sudan ve Japonya gibi dünyanın neredeyse
tamamında örgütlenen bir tarikat Manevi Cihazlanma / Silahlanma Örgütü. Tarikat
/ Cemiyet kuruluş bildirisinde hedefinin cemiyet ve müesseseler değil, en önce
ferd olduğunu beyan ediyor. Ancak faaliyetlerine baktığımızda ferdlerden çok
devlet ve müesseseler için çalıştıkları onlara hizmet ettikleri açıkça
görülüyor.
Cemiyete göre dünya bir
inanç buhranı yaşamaktadır. Bu inançsızlığa veya neye inanacağına hangi
prensiplere bağlı kalacağına karar veremeyen insanlar bu buhranın bir parçası
olarak kaosa katkı sunmaktadır. Onlara göre, dünya üzerinde bütün canlıları yok
edecek kadar nükleer silah bulunduğundan hangi din ve milletten, hangi renkten
olursa olsun bütün iyi insanlara hitap edecek, barışı sağlayacak, nefret yerine
sevgi tohumları ekecek bir din ihtiyacı bulunmaktadır.
Manevi silahlanma
cemiyetine göre bu din ihtiyacını cemiyetin prensipleri karşılamaktadır! Ancak
ne hikmetse bütün dünyaya sevgi ve aşk nazarıyla bakan tarikatın bazı ülkelerle
hiçbir teması, örgütlenmesi yoktur. Sovyetler Birliği ve etki alanındaki bütün
devletler bu sevgi ve aşk pıtırcığı örgütün ilgi alanı dışındadır!
1878 Yılında Amerika’da
doğan Dr. N. D. Frank BUCHMAN, İsviçre kökenli varlıklı bir ailenin çocuğudur.
Tek çocuk olduğu için özenle yetiştirilen bu çocuk aldığı dini eğitimin
ardından dinin bunca kuşatıcılığına rağmen neden çatışmaları ortadan
kaldıramadığına kafa yorar! Yaşı ilerledikçe Oxford Üniversitesi çevresinde
düşüncesine yakın insanlarla temasa geçer. Bu çalışmalar çerçevesinde 1923-1938
yılları arasında birçok ülkede ‘Oxford Grubu’ adıyla örgütlenir. Evangelist
Protestan bir rahip olan Buchman özetle sevelim, sevilelim, öpüşüp barışalım
demektedir.
Manevi Silahlanma
Tarikatını kurmadan önce Hitler’i destekleyen Dr. BUCHMAN, Hitler’in din
konusunda referans aldığı bir isimdir. 1936 tarihli Newyork World-telegram
röportajında dostu Hitler için şunları söylemektedir:
‘I thank heaven for a man like adolf hitler, who built a front line of defense
against the anti-christ of communism." "Tanrı'ya şükür ki Hitler gibi
bir adamı yarattı. O, komünizme karşı adeta bir duvar çekiyor."
1936 yılında İngiliz
istihbarat örgütü, Cemiyeti Nazi sempatizanı olarak rapor eder. İşler Hitler
için iyi gitmeyince ‘her normal Avrupalı’ gibi Nazi ve Hitler karşıtı olan Dr.
BUCHMAN kendine yeni bir oyuncak arar. Görünüşte Nazi destekçiliğini bırakır ve
komünizm düşmanlığını yeni bir proje olarak ele alır! Tarikat önce CIA
bünyesinde ardından da NATO güdümünde Komünizm karşıtı faaliyetlerini sürdürür.
1938 yılına kadar Oxford
grubu olarak örgütlenen tarikat bu tarihten sonra ismini değiştirerek yoluna
Moral Re-Armament Society (Manevi Cihazlanma Cemiyeti) olarak devam eder. Bu
değişiklikle tarikat Evangelist protestan kimliğini gizlemeye çalışarak daha
yumuşak daha esnek bir yapıya bürünür. Türkiye’de ise 1949 yılında
faaliyetlerine rastlanan örgüt medyaya hakim kalemler tarafından ‘Nuh’un Yeni
Gemisi’ olarak tanıtılacaktır. Manevi Yönden Yeniden Silahlanma ‘Moral
Re-Armament’ tarikatı İsviçre’nin Montrö kenti yakınlarında CAUX’da kuruluşunu
gerçekleştirmiş bir MASON tarikatıdır.
1951 yılında ise,
Türkiye’de bulunan Doğuş Mason Locası, Manevi Cihazlanma/Silahlanma Cemiyeti
için özel bir sayı çıkararak cemiyetin seçkin isimlerinin tanıtımını üstlenir.
Doğuş Mason Locasının bu özel sayısında cemiyetin hedefi için şu ifadeler yer
almaktadır ‘’Manevi Silahlanma her dinin en ruhlu ve esaslı noktalarını içine
almıştır denilebilir… Fakat bu din, dünya dini ve bütün insanlık dinidir.’’
Tarikat bütün dinleri
birleştirme, dinleri birbiriyle DİYALOG çerçevesinde buluşturma amacındadır.
Her bölgede, her ülkede bu amaca hizmet edecek esneklik payına sahip
partnerleri kolayca bulacaktır! 1958 yılına gelindiğinde ise Manevi Cihazlanma
Cemiyeti Türkiye’de resmen kurulacak, tarikatın bağlıları bu cemiyet dışında
Şehir Güzelleştirme Dernekleri’ adı altında faaliyetlerini sürdürecektir. Halen
içinde ‘şehir’ geçen birçok dernek / kulüp yürüttükleri faaliyetler itibariyle
bu cemiyetle benzerlikler göstermektedir! Bu cemiyet vasıtasıyla birçok
işadamı, öğrenci, yazar, politikacı, sanatçı, bürokrat CAUX’a götürülmüş burada
eğitimden geçirilerek ülkelerine dönmüştür.
Türkiye’de Cemiyetin ilk
başkanı Fahrettin Kerim GÖKAY’dır. GÖKAY hem milletvekilliği hem de İstanbul
Valiliği yapmış tanınmış bir isimdir. Asıl fikir babası ise Adalet Partisinden
milletvekili de seçilmiş olan Ekrem TOK’tur. TOK, halen ülkemizde hastanelere,
polikliniklere adı verilen Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Üstadı
Azamlarından biridir.(Ö.1975)
Derneğin üyeleri arasında
İstanbul ve Ankara’da yaşayan Alman, Avusturyalı, Polonyalıların çoğunlukta
olduğu birçok yabancı milletten insan bulunmaktadır.
Cemiyet her ne kadar
1958’de kurulsa da faaliyetleri çok daha önceden başlamıştır. Hatta Nazizmin
fikir babası kabul edilen THULE örgütünün lideri Rudolf Von SEBOTTENDORF öldü
gösterilerek Türkiye’de saklanmış, saklayanların Manevi Cihazlanma cemiyeti
çevresi olduğu iddia edilmiştir.
Manevi Silahlanma
Cemiyetinin Türkiye ve dünyadaki faaliyetleri birkaç cümle ile anlatılamaz.
Özellikle etki alanları dikkate alındığında örgütün son derece organize, planlı
bir şekilde çalıştığı görülecektir. Türkiye’deki faaliyetleri resmen 1967
yılında sona erse de Tarikat çalışmalarını gayri resmi olarak sürdürmüştür.
Dernek kapatıldıktan sonra yayımlanan kitap ve dergiler, gizlilik esasına
dayalı olarak sürdürülen ruh çağırma seansları ve bu seanslara ait matbu
davetiyeler bunun en açık delilidir.
Cemiyetin üyelerinin
kimler olduğu ise hala bilinmemektedir. Rahmetli Aytunç ALTINDAL bir
röportajında üye bilgilerine ulaşmaya çalıştığını ancak bir adım bile ilerleme
kaydedemediğini, dernekler müdürlüğünde bulunması gereken bu sıradan bilgilerin
devlet sırrı gibi saklandığını ifade etmektedir. Bir rivayete göre ise bu
kayıtlar SEKA’ya gönderilerek yok edilmiştir.
Bir yandan Yahudilerle
bağlantılı, bir taraftan Nazi yanlısı, hem Hristiyan hem Mason ilginç bir
tarikat var karşımızda. Tarikatın Türkiye hikayesi ve faaliyetleri ise oldukça
ilginç! Manevi Silahlanma Cemiyetinin Türkiye hikayesini bir sonraki yazıya
bırakalım ama bitirmeden önce cemiyetin gücü hakkında bilgi vermesi için 2.
Dünya savaşı sonrasında üstlendikleri rolü anlatan şu detayı belirtelim.
Almanların 2. Dünya
savaşını kaybetmesi sonrasında savaşın fiilen tarafı görünmeyen ve uluslararası
kamuoyunda etkisi tartışılır bu örgüt Alman ve Fransızların önde gelenlerini
gizlice bir araya getirir. Geniş katılımlı bu toplantıda Fransızlar adına
Mitterand dahil 17’si devlet adamı, 200’ü sendikacı, 207’si sanayici, 30’u
gazeteci; Alman tarafındaysa başta Şansölye Konrad Adaneur olmak üzere 82
devlet adamı, 400 sendikacı, 14 ilahiyatçı, 160 gazeteci ve 35 eğitimci yer
almaktadır. Aytunç Altındal’a göre bu toplantılarda bugünkü AB’nin temeli
atılmıştır.
Tarikat bu görüşme dışında
pek çok kriz bölgesinde de inisiyatif kullanacak ileride “Caux İnisiyatifleri”
olarak anılacak prensipler çerçevesinde birçok çatışmalı sorunun çözümüne
katkıda bulunacaktır! Bu katkı’nın kimlerin çıkarları doğrultusunda olduğu ise
aklımızda soru işareti olarak kalsın.
https://www.mason.org.tr/dr-ekrem-tok
https://hertaraf.com/koseyazisi-ustun-bol-dinle-degisik-iliskiler-5-manevi-silahlanma-cemiyeti-2491
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder