23 Kasım 2021 Salı

 

DİNLE DEĞİŞİK İLİŞKİLER -5 MANEVİ SİLAHLANMA CEMİYETİ

 

 

Resmen ikinci dünya savaşının ardından ABD, Kuzey Avrupa, İngiltere, İsviçre, Hindistan, Pakistan, İran, Türkiye, Endonezya, Fas, Sudan ve Japonya gibi dünyanın neredeyse tamamında örgütlenen bir tarikat Manevi Cihazlanma / Silahlanma Örgütü. Tarikat / Cemiyet kuruluş bildirisinde hedefinin cemiyet ve müesseseler değil, en önce ferd olduğunu beyan ediyor. Ancak faaliyetlerine baktığımızda ferdlerden çok devlet ve müesseseler için çalıştıkları onlara hizmet ettikleri açıkça görülüyor.

 

Cemiyete göre dünya bir inanç buhranı yaşamaktadır. Bu inançsızlığa veya neye inanacağına hangi prensiplere bağlı kalacağına karar veremeyen insanlar bu buhranın bir parçası olarak kaosa katkı sunmaktadır. Onlara göre, dünya üzerinde bütün canlıları yok edecek kadar nükleer silah bulunduğundan hangi din ve milletten, hangi renkten olursa olsun bütün iyi insanlara hitap edecek, barışı sağlayacak, nefret yerine sevgi tohumları ekecek bir din ihtiyacı bulunmaktadır.

 

Manevi silahlanma cemiyetine göre bu din ihtiyacını cemiyetin prensipleri karşılamaktadır! Ancak ne hikmetse bütün dünyaya sevgi ve aşk nazarıyla bakan tarikatın bazı ülkelerle hiçbir teması, örgütlenmesi yoktur. Sovyetler Birliği ve etki alanındaki bütün devletler bu sevgi ve aşk pıtırcığı örgütün ilgi alanı dışındadır!

 

1878 Yılında Amerika’da doğan Dr. N. D. Frank BUCHMAN, İsviçre kökenli varlıklı bir ailenin çocuğudur. Tek çocuk olduğu için özenle yetiştirilen bu çocuk aldığı dini eğitimin ardından dinin bunca kuşatıcılığına rağmen neden çatışmaları ortadan kaldıramadığına kafa yorar! Yaşı ilerledikçe Oxford Üniversitesi çevresinde düşüncesine yakın insanlarla temasa geçer. Bu çalışmalar çerçevesinde 1923-1938 yılları arasında birçok ülkede ‘Oxford Grubu’ adıyla örgütlenir. Evangelist Protestan bir rahip olan Buchman özetle sevelim, sevilelim, öpüşüp barışalım demektedir.

 

Manevi Silahlanma Tarikatını kurmadan önce Hitler’i destekleyen Dr. BUCHMAN, Hitler’in din konusunda referans aldığı bir isimdir. 1936 tarihli Newyork World-telegram röportajında dostu Hitler için şunları söylemektedir:
‘I thank heaven for a man like adolf hitler, who built a front line of defense against the anti-christ of communism." "Tanrı'ya şükür ki Hitler gibi bir adamı yarattı. O, komünizme karşı adeta bir duvar çekiyor."

 

1936 yılında İngiliz istihbarat örgütü, Cemiyeti Nazi sempatizanı olarak rapor eder. İşler Hitler için iyi gitmeyince ‘her normal Avrupalı’ gibi Nazi ve Hitler karşıtı olan Dr. BUCHMAN kendine yeni bir oyuncak arar. Görünüşte Nazi destekçiliğini bırakır ve komünizm düşmanlığını yeni bir proje olarak ele alır! Tarikat önce CIA bünyesinde ardından da NATO güdümünde Komünizm karşıtı faaliyetlerini sürdürür.

 

1938 yılına kadar Oxford grubu olarak örgütlenen tarikat bu tarihten sonra ismini değiştirerek yoluna Moral Re-Armament Society (Manevi Cihazlanma Cemiyeti) olarak devam eder. Bu değişiklikle tarikat Evangelist protestan kimliğini gizlemeye çalışarak daha yumuşak daha esnek bir yapıya bürünür. Türkiye’de ise 1949 yılında faaliyetlerine rastlanan örgüt medyaya hakim kalemler tarafından ‘Nuh’un Yeni Gemisi’ olarak tanıtılacaktır. Manevi Yönden Yeniden Silahlanma ‘Moral Re-Armament’ tarikatı İsviçre’nin Montrö kenti yakınlarında CAUX’da kuruluşunu gerçekleştirmiş bir MASON tarikatıdır.

 

1951 yılında ise, Türkiye’de bulunan Doğuş Mason Locası, Manevi Cihazlanma/Silahlanma Cemiyeti için özel bir sayı çıkararak cemiyetin seçkin isimlerinin tanıtımını üstlenir. Doğuş Mason Locasının bu özel sayısında cemiyetin hedefi için şu ifadeler yer almaktadır ‘’Manevi Silahlanma her dinin en ruhlu ve esaslı noktalarını içine almıştır denilebilir… Fakat bu din, dünya dini ve bütün insanlık dinidir.’’

 

Tarikat bütün dinleri birleştirme, dinleri birbiriyle DİYALOG çerçevesinde buluşturma amacındadır. Her bölgede, her ülkede bu amaca hizmet edecek esneklik payına sahip partnerleri kolayca bulacaktır! 1958 yılına gelindiğinde ise Manevi Cihazlanma Cemiyeti Türkiye’de resmen kurulacak, tarikatın bağlıları bu cemiyet dışında Şehir Güzelleştirme Dernekleri’ adı altında faaliyetlerini sürdürecektir. Halen içinde ‘şehir’ geçen birçok dernek / kulüp yürüttükleri faaliyetler itibariyle bu cemiyetle benzerlikler göstermektedir! Bu cemiyet vasıtasıyla birçok işadamı, öğrenci, yazar, politikacı, sanatçı, bürokrat CAUX’a götürülmüş burada eğitimden geçirilerek ülkelerine dönmüştür.

 

Türkiye’de Cemiyetin ilk başkanı Fahrettin Kerim GÖKAY’dır. GÖKAY hem milletvekilliği hem de İstanbul Valiliği yapmış tanınmış bir isimdir. Asıl fikir babası ise Adalet Partisinden milletvekili de seçilmiş olan Ekrem TOK’tur. TOK, halen ülkemizde hastanelere, polikliniklere adı verilen Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Üstadı Azamlarından biridir.(Ö.1975)

 

Derneğin üyeleri arasında İstanbul ve Ankara’da yaşayan Alman, Avusturyalı, Polonyalıların çoğunlukta olduğu birçok yabancı milletten insan bulunmaktadır.

Cemiyet her ne kadar 1958’de kurulsa da faaliyetleri çok daha önceden başlamıştır. Hatta Nazizmin fikir babası kabul edilen THULE örgütünün lideri Rudolf Von SEBOTTENDORF öldü gösterilerek Türkiye’de saklanmış, saklayanların Manevi Cihazlanma cemiyeti çevresi olduğu iddia edilmiştir.

 

Manevi Silahlanma Cemiyetinin Türkiye ve dünyadaki faaliyetleri birkaç cümle ile anlatılamaz. Özellikle etki alanları dikkate alındığında örgütün son derece organize, planlı bir şekilde çalıştığı görülecektir. Türkiye’deki faaliyetleri resmen 1967 yılında sona erse de Tarikat çalışmalarını gayri resmi olarak sürdürmüştür. Dernek kapatıldıktan sonra yayımlanan kitap ve dergiler, gizlilik esasına dayalı olarak sürdürülen ruh çağırma seansları ve bu seanslara ait matbu davetiyeler bunun en açık delilidir.

 

Cemiyetin üyelerinin kimler olduğu ise hala bilinmemektedir. Rahmetli Aytunç ALTINDAL bir röportajında üye bilgilerine ulaşmaya çalıştığını ancak bir adım bile ilerleme kaydedemediğini, dernekler müdürlüğünde bulunması gereken bu sıradan bilgilerin devlet sırrı gibi saklandığını ifade etmektedir. Bir rivayete göre ise bu kayıtlar SEKA’ya gönderilerek yok edilmiştir.

 

Bir yandan Yahudilerle bağlantılı, bir taraftan Nazi yanlısı, hem Hristiyan hem Mason ilginç bir tarikat var karşımızda. Tarikatın Türkiye hikayesi ve faaliyetleri ise oldukça ilginç! Manevi Silahlanma Cemiyetinin Türkiye hikayesini bir sonraki yazıya bırakalım ama bitirmeden önce cemiyetin gücü hakkında bilgi vermesi için 2. Dünya savaşı sonrasında üstlendikleri rolü anlatan şu detayı belirtelim.

 

Almanların 2. Dünya savaşını kaybetmesi sonrasında savaşın fiilen tarafı görünmeyen ve uluslararası kamuoyunda etkisi tartışılır bu örgüt Alman ve Fransızların önde gelenlerini gizlice bir araya getirir. Geniş katılımlı bu toplantıda Fransızlar adına Mitterand dahil 17’si devlet adamı, 200’ü sendikacı, 207’si sanayici, 30’u gazeteci; Alman tarafındaysa başta Şansölye Konrad Adaneur olmak üzere 82 devlet adamı, 400 sendikacı, 14 ilahiyatçı, 160 gazeteci ve 35 eğitimci yer almaktadır. Aytunç Altındal’a göre bu toplantılarda bugünkü AB’nin temeli atılmıştır.

Tarikat bu görüşme dışında pek çok kriz bölgesinde de inisiyatif kullanacak ileride “Caux İnisiyatifleri” olarak anılacak prensipler çerçevesinde birçok çatışmalı sorunun çözümüne katkıda bulunacaktır! Bu katkı’nın kimlerin çıkarları doğrultusunda olduğu ise aklımızda soru işareti olarak kalsın.

 

https://www.mason.org.tr/dr-ekrem-tok

 

https://hertaraf.com/koseyazisi-ustun-bol-dinle-degisik-iliskiler-5-manevi-silahlanma-cemiyeti-2491

 

Hiç yorum yok:

tagore