9 Haziran 2010 Çarşamba

CEYLAN'IM




Uzun zaman oldu Ceylan’ım…
Ailen dışında seni hatırlayan da kalmadı.
Birkaç MSN iletisinde fotoğrafın süslüyor ekranları.
Kimileri anlam veremiyor “Kim bu kız?” diye soruyor Ceylan’ım.
Fenerbahçe’nin bir ayaktopçusu kadar yok tanınmışlığın.
Türk faşistleri de, Kürt faşistleri de senin üzerinden kuruyor tüm denklemlerini.
Sen ise hatmettiğin Kitab’ın sahibinin ellerinde kim bilir kimlerlesin şimdi?
Ardında bıraktığın bunca gürültü patırtı arasında belki gülüyorsun yaşananlara, belki kızıyorsundur adını kirletenlere…
Eğer merak ediyorsan geride ne oldu ne bitti diye…
Sen gittikten sonra değişen bir şey olmadı Ceylan’ım…
Annenin gözleri hala yaşlı…
Geçen gün bir kardeşini daha gönderdik yanına,
Adı Diren! Oralardaysa selam söyle ona da…
Sen alışmış olmalısın Ceylan’ım…
Kimilerinin politik çıkarlarına adının karışmasına
Diren’e söyle oda çok takmasın kafasına.
Kürtlerin Türklerden devşirdiği politik denklemler.
Türklerin Kürtlere pazarladığı faşizan ilkeler!
Ölümlerden beslenen bir siyaset ve öldükçe büyüyen öfkeler.
Kendileri ölmedikçe öfkeyi büyütenler, başkalarının ölümünden hayat bulan kahrolası dengeler…

Kimse barış istemiyor Ceylan’ım…
Kimse hiçbir yerde barış istemiyor.
Senin adın bir eylemin gerekçesi olabiliyor sadece.
DireẬn, bir eylemin adı sadece.
Ve Furkan gelir birazdan…
Ağabeylik yapar size.
Ne Türklük kalır, ne Kürtlük kalır aranızda.
Bir Allah’ın eşit kardeşleri olursunuz yeniden.
Ve birileri Diren’i pazarlar Furkan’ın karşısına.
Ve diğerleri Ceylan, seni sürer alışverişin ortasına!

Sözüm ona antikapitalistlerin bunca kapitalizme bulaştığı,
kirliliğin bunca her yerimizi sardığı bir dünya…
Herkes birbirinden kirli Ceylan’ım…
Herkes birbirinden…

Hiç yorum yok:

tagore