20 Temmuz 2011 Çarşamba

Bir Günlük Gazete



Bölünmüş durumdayım.
20 Günlük bir oğlum var ve onun bitmeyen gaz sancıları…
Annem geldi bir süreliğine yanımıza, yardım etmek için.
Yılda bir görebiliyorum annemi.
O da birkaç gün ancak.
On gün izin aldım işyerinden.
Ama bunu anneme söyleyemiyorum.
Çünkü her sabah işe gider gibi evden çıkıp, akşam işten döner gibi geliyorum eve.
Çoğu zaman işten döner gibi de olmuyor eve gelişlerim.
Geç vakit kapıdan girerken acaba kaç numaralı bakış ile karşılanacağımı düşünüp, eziliyorum.
İzinli olduğumu öğrenirse, yirmi günlük çocuğumu bırakıp nereye gittiğimi sorarsa cevap veremem diye korkuyorum.
Yılda bir kere, o da birkaç günlüğüne görüşebildiğimizi düşününce…
Neden yanımda değilsin derse, neden eşinle çocuğunla değilsin derse…

Benimle kahvaltı yapmak istediğini söylemiş annem.
Bu sabah kahvaltı yaptık birlikte.
Onu otobüs terminaline bırakabilecek kadar vaktim olup olmadığını sordu, bu sabah evden çıkmadan önce…
İhmal ettiğim başkaları da var biliyorum.
Yüzümün bir yanı da o yüzden kızarıyor.
“Filistin Günleri” geçerse her şey düzelir, biraz tamirat yaparım diye düşünüyorum.
Sonra hep böyle olduğunu hatırlıyorum.
Geçen yılda düşünüyordum bunları.
Geçen yıldan biriken tamiratlar da duruyor şimdi önümde.
Ondan önceki yıl, bir önceki…
Daha önceki öncekilerde…

Hiç yorum yok:

tagore